Sosyolojik bir gerçek, hazır değilseniz eğer her karizmatik lider sonrası kaos demektir.
Bu gün bizim yaşadığımız da bu. Demek ki lider kadar önemli daha çok şey varmış.
Kolay değil başbuğ sonrasını yaşıyoruz.
Türkeş gibi büyük bir liderden sonra önümüzde iki seçenek vardı.
Ya, yeni bir Türkeş çıkaracak
Ya da, hiç vakit geçirmeden ortak akla, çağdaş liderliğe geçecektik
Birincisini denedik ama olmadı.
Bunun, bizim işimiz değil, tarihin işi olduğunu bir kez daha gördük.
İkincisini ise denemek şöyle dursun, gündeme bile alamadık.
Çünkü ne gündeme alacak, ne de üzerinde sağlıklı tartışmalar yapacak, ne felsefi, ne sosyolojik, ne de kurumsal bir alt yapıya sahip değildik. Keşke olabilseydik.
Umarım bu süreci sağlıklı atlatırız.
Bundan sonrasını görebilirsek yaşayarak görecek, çözebilirsek yaşayarak çözeceğiz.
Amacım birilerinin liderliğini, tartışmak değil. İsterim ki biri değil, ikisi de başarılı olsun.
Amacım naçizane liderlik hakkındaki tarihi gerçeklerin altını bir kez daha çizmektir.
Karizmatik lider olmadan karizmatik lider havasını kullanmak o kadar kolay değil.
Ciddi sorunlar oluşturur.
Sizi bilmem ama bana göre tutuklanmayan, idama, ölüme mahkûm edilmeyen, yargılanmayan
Karakol, adliye, cezaevi görmeyen, eza, cefa çekmeyen, bedel ödemeyen, sevmeyen sevilmeyen, bir fikir, bir dava, bir ideal ortaya koymayan, koyamayan, doyulmaz eserleri, unutulmaz sözleri, çağlara ışık tutan öngörüleri, destanlara sığmayan kavgaları, mücadeleleri olmayan lider lider olamaz.
Çünkü fikir partilerinde liderliğin bu işlerle dolaylı değil, doğrudan bir alakası var.
Dünyada hak etmeden bedel ödemeden lider olmuş bir tek kişi gösteremezsiniz.
Çünkü liderlik demek bir fikir ortaya koymak
Başkaldırmak
Savaşmak
Dövüşmek
Yanlışın, düzenin, statükonun karşısına dikilmek, dikildiği içinde ezilmek
Sürülmek
Hapsolmak
İşkence görmek demektir.
Öyle güllük gülistanlık hiçbir bedel, hiçbir eza, hiçbir cefa çekilmeden liderlik olmaz.
Olursa öylesine olur
Proje olur
Görevli olur
Bölücü olur
Yetersiz olur
Yıkıcı olur
Olur oğlu olur, ama lider olmaz.
Toplum, bir bozkurt gibi önüne düşenin, kendisi için hayatını, istikbalini ortaya koyanların peşinden gider. Onları sever, onlara saygı duyar, onlara lider der.
Bakın Atatürk’e
Bakın Alparslan Türkeş’e
Bakın Atsız’a
Bakın Elçibey’e
Bakın Cemiloğlu’na
Bakın Sadık Ahmet’e
Bakın Denktaş’a
Bakın Osman Batur’a…
Hala yaşıyorlar, çünkü bir avuç partilinin değil, ömürlerini adadıkları milletlerinin kalbindeler.
Bazı arkadaşlarımız
”Ne yani liderlik illaki de böyle mi olması gerekir” diyebilir. Onlara cevabım elbette illaki de böyle olması gerekmiyor.
Elbette bu gün, karizmatik liderlikten çok çağdaş liderliğin günü
Ancak ne yazık ki eldeki malzeme bu. Gelişmiş çağdaş bir demokrasi için gelişmiş çağdaş bir toplum, gelişmiş çağdaş bir toplum içinde nereden bakarsanız bakın en iyi tahminle kafadan bir elli yıl gerek.
Bunları yazdığım için bazı arkadaşlarımız beni taşa tutacak da ne yapalım genel başkanlıkla yetinmek zorundalar.
Türkeş’in tahtına oturacaklarsa bizi, ya Türkeş kadar sevecek, Türkeş kadar sayacak, Türkeş kadar heyecanlandıracak
Ya da, bizimle birlikte Türkeş kadar çile çekecekler
Öyle millet kan ağlarken, sırça köşklerde bir eli yağda, bir eli balda yan gelip yatarak liderlik olmaz.
Liderlik köy köy, şehir şehir gezerek sahada topun ağzında, hakkını vererek ölümüne olur.
İstediğiniz kadar kanun çıkarın
İstediğiniz kadar ferman yayınlayın
İstediğiniz kadar davet
İstediğiniz kadar tehdit
İstediğiniz kadar itham edin
Candan gelmeyen söz cana
Kalpten gelmeyen söz kalbe işlemez.
Yani, milletin kalbinde taht kuramayanlar istedikleri kadar kendi tahtlarını kursunlar
Milletin kalbinde yer etmedikçe o tahta asla oturamazlar.
Öyle binlerce şehit vermiş, yılları mücadeleyle, kavgayla geçmiş partilerde 1200- 1500 delegeyle lider olunmaz.
1500 değil isterse 5000 delege oy versin dün kara dediğine bu gün ak diyen
Vatan, millet, devlet, namus, ahlak konusunda siyaset yapandan
Devletten, milletten, milliyetçilikten, milliyetçinin haysiyet ve şerefinden taviz verenden lider olmaz.
Çünkü milliyetçilik hassas bir fikirdir. Siyasetle kirletmeye evirmeye çevirmeye kıvırmaya gelmez.
Ölçüsü oyu kararı tavrı siyasetmiş, iktidarmış, muhalefetmiş, cumhurmuş, milletmiş değişmez.
Yani, ülkücülüğün ve milliyetçiliğin duruşu hiçbir siyasete kurban edilmeyecek kadar asil
Suyu hiçbir politikaya kurban edilmeyecek kadar serttir.
Bakmayın siz adımızı kirletenlere
”Asıl azmaz bal kokmaz kokarsa yağ kokar onunda aslı ayrandır.”
HASAN GÖMLEKSİZ
27 Aralık 2019