Bazı boşluklar kolay kolay dolmaz.
.
18 17 16 hatta 15 e ineyim mi bilmiyorum 20 25 30 40 45 50 60
‘’ Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz
Çünkü bu yol kutludur gider Tanrı dağına.’’
.
DİYE DİYE GİTTİ TANRI DAĞINA!
Güle güle güzel insan! Güle güle asil dost! Güle güle boz yeleli BOZKURT!
Makamın kutlu olsun.
.
Size gelince dostlar
Sakın ihmal etmeyin
Yarın demeyin, yakın demeyin, uzak demeyin helalleşin
Son demler çünkü bu demler.
.
Ocakların son ateşi ülküdaşlığın son ışıkları sönüyor.
.
Benim için her Türkçü ölümünde yer yarılır gök çöker.
Bu seferde öyle oldu. İnsanlar sevdiklerini yitirince kolay kolay kendine gelemiyor.
Daha öncede İbrahim Dülger de olmuştu.
.
Aşağıdaki resimde sağımda İbrahim Dülger, solumda Temel kahveci var.
Yer Cemal Dönmezer başkanın Olimpos’daki otağı. Ateş yakıp kımız içmiş, sabaha kadar kopuz çalıp, marşlar söylemiştik. Muhteşem bir geceydi. Giderken İbrahim Hocam o gece için bu güne kadar yaşadığım en güzel gecelerden biri demişti.
Şimdi ikisi de yok.
Sıra kimde bilmiyorum.
Bildiğim tek şey Tanrı sevdiklerini çabuk alıyor.
.
.
Kurt gibi yaşayanlar kurt gibi, it gibi yaşayanlar it gibi ölür.
İkisi de bozkurt gibi yaşadılar. Bozkurt gibi öldüler.
İkisi de yurdun dört bir yanından gelen ülkücülerce selamlarla, saygılarla, sevgilerle uğurlandılar.
Ülküdaşlık ölmedikçe ülkücülüğünde ölmeyeceğini bir kez daha gösterdi ülkücüler,
Demek ki son kartal, son şahin, son bozkurt ölmeden kimse ülküdaşlığı gömemeyecek.
.
Türkçülük zordur. Zamanla kiminin Türkçülüğü artar kiminin azalır.
Temel reisin Türkçülüğü hep arttı, hiç azalmadı.
Bana Temel’i bir kelimeyle anlat deseler aklıma ilk Türkçülük gelir.
.
‘’ İki aşk arasında bir ülkücü ‘’ bir çırpıda okuyup bitirdiğimiz fırtınalarla geçmiş bir ömrün sadece bir önsözüydü. Maalesef devamını okuma fırsatımız olmadı. Keşke olsaydı.
Geçmişin karanlık sayfalarına ışık tutacak canlı bir tarih daha, gözlerimizin önünde yok olup gitti.
.
Temel reis her ne kadar ikide bir kendisi de kara budundan bir çeriyim dese de, aslında o kara budundan bir çeri değil, kurt soylu bir tegindi.
Ne zaman ÖNE ATILMAK gerekse ÖNE ATILAN
Ne zaman KENDİNİ FEDA ETMEK gerekse FEDA EDEN
Ne zaman TAVIR KOYMAK gerekse TAVIR KOYAN BİR TEGİN
Hiç çeri olmadı.
.
Hep ÖZGÜN ve ÖZGÜR, hep ASİL ve SIRADIŞI yaşadı.
Sevdaları hariç bütün prangaları kırmış, ölümlerle eylenen tunç yürekli Türkün yanına hayatla da eylenen tunç yürekli bir Türkü çoktan eklemişti.
.
Kendisine gösterilen saygı ve sevginin hiç biri gökten inmedi. Hepsini tek tek kendi kazandı.
Adam olanlar adamlığını, insan olanlar insanlığını, yiğit olanlar yiğitliğini, dostluğun kıymetini bilenler dostluğunu, arkadaşlığın kıymetini bilenler arkadaşlığını sevdi.
İnsanlar karakaşına kara gözüne boşuna yurdun dört bir yanından kalkıp gelmedi.
.
Ne eğildi ne büküldü.
Ne fikirlerinden ne şahsiyetinden taviz verdi.
Delikanlı gibi yaşadı, delikanlı gibi öldü.
.
Ardında bir birinden güzel dostluklar, arkadaşlıklar, ülküdaşlıklar bırakarak gitti.
Adı mertlikle yiğitlikle adamlıkla insanlıkla anılarak gitti.
.
Bir halk adamı, bir çeri gibi gözükse de içinde bir yerlerde yaşayan hep soylu gizli bir TEKİN vardı.
Görünen yüzünde Bozkurtların ölümündeki bir çeri yaşasa da
Görünmeyen içinde hep
İKİ AŞK ARASINDA KALIP SEVGİLİSİYLE UÇURUMDAN ATLAYAN BİR URUNGU VARDI.
.
Çok şey yapmak istedi. Çok şey yaptı.
Bir gün beni 3 Mayısta Manavgat’ta Türkçüler gününe çağırdı.
60 yaşında iş güç sahibi bir adam herkesin ellerine marşların yazılı olduğu kâğıtlar tutuşturmuş büyük bir heyecan ve ciddiyetle liseli bir genç gibi marş söylüyordu.
.
Oysa iyi bir işi, iyi bir kazancı vardı. İstese o da birileri gibi bu işler boş işler deyip keyfine bakabilirdi.
Ama o bakmadı, çünkü ONUN İÇİNDE tıpkı Atsız’ın kitaplarındaki gibi SÖNMEZ ATEŞLERLE YANAN TEMEL’E SARILMIŞ BİR URUNGU, URUNGU’YA SARILMIŞ BİR TEMEL VARDI.
.
Hatırlayın Temel’e misafir olmuşsanız muhabbet döner dolaşır sonunda muhakkak Türkçülüğe, Atsız’a ve kahramanlarına gelirdi.
.
Temel felsefeyi çok seven, çok okuyan, çok yazan, ancak salt okumakla kalmayıp aynı zamanda okudukları üzerinde düşünen de bir insandı. Çok tabu yıktı. Çok ezber bozdu.
Tanımadığı binlerce hayranı, binlerce okuru boşa olmadı.
.
Herkes Temel’in bir yanına
Kimi adamlığına, kimi samimiyetine, kimi mertliğine, kimi yiğitliğine, kimi insanlığına, kimi açık yürekliğine, kimi cesaretine, kimi dostluğuna, kimi hayatla dalga geçişine, kimi kralına restine, kimi isyanına, kimi muhalefetine, kimi Türkçülüğüne, kimi demokratlığına hayran oldu.
BEN, ATATÜRKÇÜLÜĞÜNE, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ KAVGASINA VE BU KAVGADAKİ DURUŞUNA HAYRANDIM
.
Ölmeden çok önce koymuştum bu teşhisi ama sormak nasip olmadı.
Bana göre o salt ülkücüler arasında yaşamadı, aynı zamanda Bozkurtların Ölümü ve Dirilişi’ nin içinde de yaşadı.
.
Hiç kimseyi takmayacak kadar özgün ve özgür olsa da aynı zamanda ciddi işlerde gereken ciddiyeti gösterecek kadarda sorumluluk sahibiydi.
Bir gün kendisine arkadaşlarla 3 Mayısta Antalya Fesligan yaylasında Erciyes gibi bütün Türkiye’nin katılacağı bir 3 Mayıs Türkçülük günü etkinliği yapmak istiyoruz, ne dersin demiştim. ‘’Çok iyi olur.’’ demişti. Ama araya salgın (pandemi) girdi ve yapamadık. Kim bilir belki bundan sonra yaparız.
.
Hiçbir zaman hiçbir makam ve mevki beklentisi olmadı
Çünkü onun zaten hiç kimsenin elinden alamayacağı kendisine has bir makamı vardı.
.
Aşağıdaki şiiri Temel reisle Ozan Arif’in cenazesine giderken yazmıştım.
.
Ülkücülerin her türlü engellemeye rağmen yurdun dört bir yanından akın akın gelip vefalarını göstermelerinden dolayı gururlu, ama parti ve ocağın akıl almaz vefasızlığından dolayı çok üzgündüm.
.
BİRER BİRER GİDİYORUZ CANLAR AFFEDİN BİZİ
EJDERHALARLA DÖVÜŞTÜK, AMA SIÇANLARA YENİLDİK.
Demiştim
.
Yayınladığımda ilk arayanlardan biri Temel reis oldu.
Hiç unutmuyorum. ‘’ YENİLDİK, AMA YILMADIK BAŞKAN! MÜCADELEYE DEVAM ‘’ demişti.
.
Sizi bilmem ama benim için vasiyettir.
ONUN İÇİN DE ONSUZ DÖVÜŞMEYE DEVAM.
.
Ruhun şad olsun güzel insan
Ruhun şad olsun Atsız’ın ÖZGÜN VE ÖZGÜR TEGİNİ güle güle!
Kurganın ışık dolsun.
.
HASAN GÖMLEKSİZ
27 Temmuz 2023
.
.