Emekli maaşına yeni zam yok.
İktidara en çok oyu onlar verdi ama en az zammı onlar aldı.
20 yıldır ülke uçuyor ama onlar hep düşüyor.
Yoksulluk sınırı, asgari ücret, açlık sınırı derken açlık sınırının bile altına düştüler.
Peki neden? Ülke kalkınırken, zenginleşirken onlar neden düşüyorlar?
Çünkü 1-) hak ettiler. 2-) çantada keklikler.
O kadar büyük konuştular. O kadar büyük konuştular ki
Zamları Allah’ın yaptığını söyleyecek kadar bile ileri gittiler.
Tanrı da ‘’Alın o zaman’’ dedi.
Kendilerini övdükleriyle, oy verdikleriyle, iktidar yaptıklarıyla
Onlar tarafından, onların eliyle cezalandırdı.
Yani onları bu duruma kimse düşürmedi. Onlar oylarıyla, alkışlarıyla kendileri düştüler.
Hakkını savunamayanın hakkını yerler.
Zamanında gereken cevabı verselerdi bugün bu duruma düşmezlerdi.
Herkese verdiler de emekliye niye vermediler çünkü emekli hakkını hiç aramadı.
Peki! Bu konuda emeklinin hakkını aramaması yanlış ta
İktidarın vermemesi doğru mu? O daha da beter.
Yahu size senelerce iktidar olacak oyu kim verdi?
O oyların karşılığı bu mu?
O videolarda yırtınan teyze ve amcalar kadar hanginiz çalıştı?
Geçinemedikleri halde gül gibi geçiniyoruz dediler.
Yaptığınız zammı bile Allah’ın üstüne attılar.
Yüz taneniz bile bir teyze etmezken bu yaptığınız teyzelere reva mı?
‘’Kardeşlerimize (!) şu kadar milyar dolar harcadık. Gerekirse bir o kadar daha seve seve harcarız’’ dediğinizi hatırlıyorsunuz değil mi? Ogün sizinle ve devletimizle Ne kadar gurur duymuştuk. Ancak bugün çok üzgünüz. Çünkü yabancıların arkasında dağ gibi duran devletin kendi insanında yok olması çok acı. Yabancılar için gerekirse tekrar buluruz denilen paranın emekli için gerektiği halde yok olması kabul edilebilir bir şey değil.
Eskiden emeklinin hali iyiydi biliyorsunuz değil mi? Onu bu hale siz soktunuz. Ülke uzaya giderken emekli köyüne bile gidemez hale geldi. Gayri safi milli hasıla artarken emeklinin payı hep düştü.
Ülke her yıl yüzde bilmem kaç oranında büyürken emekli hep küçüldü.
Ne evi kaldı ne barkı. Ne kahvehanesi kaldı ne lokantası.
Ne marketi kaldı ne pazarı. Torununun elinden tutup bakkala bile gidemez hale geldi.
Buna rağmen hala akıl almaz bir biçimde yine size oy verdi.
Siz de yine akıl almaz bir biçimde en çok onları cezalandırdınız.
Yalnız kendileri yansa neyse de onlarla birlikte herkes yandı. Öyle görünüyor ki demokrasi de
İlahi adalet de hala değişen pek bir şey yok. Kurunun yanında yaş yanmaya hala devam ediyor.
Ancak emekliler daha önceleri böyle değillerdi. Maaşları iyiydi. Güçleri vardı güçlerini kullanıyorlardı.
Mesela eskiden hiç ambargo var dememişler. Mesela eskiden hiç dış güçler dememişler.
Mesela eskiden hiç zamları Allah yapıyor dememişler.
Çatır çatır haklarını almış, kuyruğun da zammın da hesabını sormuşlar.
Çantada keklik olmadıklarını asıl patronun kim olduğunu hep göstermişler.
Ancak maalesef bugün aynı şeyleri söyleyemiyoruz.
Bugün zamları iktidarın değil Tanrının yaptığına inanıyorlar.
Bugün kuyrukların, ekonomik sıkıntıların iktidardan değil, dış güçlerden kaynaklandığına inanıyorlar.
İktidar da bunu bildiği için dalga geçer gibi hem en az maaşı verip, hem de 2024’ü emekli yılı ilan edebiliyor. Ne verirlerse versinler alkışlanacaklarını biliyorlar çünkü. ‘’Hem çok zor durumda olduğunuzu biliyoruz’’ Hem de ‘’para yok’’ u aynı cümle içinde çok rahat kurmaların sebebi bu.
Ülke zenginleşiyorsa biz niye fakirleşiyoruz? Herkese var da, bize niye yok? Sorularını soramayan emekliye hiç kimse hiçbir şey vermez. Milyonlarca sığınmacının olduğu bir ülkede emeklilerin açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalması üzerinde ısrarla durulması gereken önemli bir konu.
Peki değiştiler mi derseniz sanmıyorum. Çünkü Dini yalanın yerini akıl, 500 sene önce cennete girmenin yerini mantık kolay kolay alamaz. Hattı zatında bu karşılaştığımız durum basit bir ilim ideoloji, basit bir din dünya işi değil. Aynı zamanda aydınlanma hadisesinin ne kadar yavaş ya da hızlı işlediğinin en canlı örneği. Öyle görünüyor ki toplum olarak daha kat etmemiz gereken çok yol var.
Aşağıdaki tabloya bakıp ileri mi, geri mi gittiğimizi, çok rahat anlayabilirsiniz.
Tabii dini ve ideolojik gözlüklerinizi çıkartırsanız.
Eskiden insanlar bir emekli maaşıyla dokuz horantayı besliyordu. Bugün kendini bile besleyemiyor.
Emekli maaş ve ikramiyeleri ile çok rahat ev ve araba alabiliyordu. Bugün ev kirasını bile veremiyor.
Bu ülkenin belki de yarısından çoğu babasının ya da annesinin emekli maaşıyla okuyup adam oldu.
Bugün çocuklar ailelerine yük olmamak için kayıt donduruyor.
Bu ülkede belki de insanların yarısı anne ve babalarının emekli maaşlarıyla evlenip yuva kurdu.
Bugün gençler evlenmek şöyle dursun hayal bile kuramıyor.
Listeyi daha çok uzatabiliriz ama akıl ve vicdan sahibi insanlar için sanırım gerek yok.
Eskiden emekli demek saygın ve onurlu insan demekti.
Bugün emekliler onur ve gururu geçti açlıkla mücadele ediyor.
Dünya görüşü ne olursa olsun hiçbir parti, hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir sınıf, hiçbir zümrenin halkına bunu yapmaya hakkı yok.
HASAN GÖMLEKSİZ, 4 Mart 2024