22 Kasım 2024 12:23

Eski ve yeni ülkücü tartışmalarında hep eski ve yeninin var olduğunu düşünenlerden oldum.

Belki de bir tek ben böyle düşünüyorum, onu da tam olarak bilmiyorum.

Fikir ve düşüncelerine değer verdiğim ülkücülerden bu kapıyı kapatan, bu teşhise tavır koyan, o kadar çok ülkücü oldu ki, belki de onların tesirinde kaldım. Düşündüm, ama hep sustum.

Ama ne yalan söyleyeyim içten içe bir kurt içimi hep kemirdi.

Yanlış çıkmak yanılan olmak için çok uğraştım, ama olmadı.

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım eskiye bu haksızlığı yapamadım.

Eskiyle yeni arasındaki dağlar kadar bariz farkı görmezden gelemedim.

Eskiyle yeninin fedakârlığı, eskiyle yeninin idealistliği, eskiyle yeninin ruhu, eskiyle yeninin ülküdaşlığı… İçimi hep acıttı.

Ne yani şimdi siz ocakta, partide, köyde, kentte, sağınıza solunuza baktığınızda eskiyle yeni arasında bir fark görmüyor musunuz?

Ne kadar inkâr edersek edelim bal gibide bir eski ve yeni ülkücü profili var ortada.

Ülkücü ülkücüdür. Ülkücünün eskisi yenisi olmaz, iyide var ne yapacağız?

Bendeniz eski bir ülkücüyüm mesela. Yenisini merak edenler etraflarına dikkatlice bakarlarsa onları da göreceklerdir.

Hiçbir şey eskiyle tıpatıp aynı olmaz elbette, ama bu kadarda uçurum olmaması lazım kopar çünkü.

Yanlışımız zamanı kendi diliminde yaşamayı kabullenememek.

Biz gençlerin, gençler bizim hayatımızı yaşayamaz ki.

Dayatmaya da, zorlamaya da hakkımız yok.

Bizi de, onları da başarısız yapan bu.

Her şeylerine biz hükmediyoruz. Daha doğrusu hükmettiğimizi sanıyoruz, ama ne onların ne de bizim dediğimiz olmuyor. Olan biraz ondan biraz bundan ucube bir şey.

Gençlerimize güvenmek, Türk milliyetçiliğini genç dimağlara bırakmak zorundayız.

Beni en iyi, gençliklerinde destan üstüne destan yazan, o günün gençleri, bugünün aksakallıları anlayacaktır.

Onlar gençken çok şey yapmışlardı çünkü

fırsat verilirse bu günün gençleri de yapacaktır.

Çünkü iyisiyle kötüsüyle devir onların devri.

Korkmayın ne milliyetçilikten, ne ülkücülükten, ne de değerlerimizden kopmazlar.

Biz yüzyıl öncesinin milliyetçilerinden koptuk mu ki?

Her kuşak kendi devrine damgasını vurur.

Peki! O zaman benim dikkat çektiğim eski ile yeni ülkücü meselesi ne?

Bu günün dünyasını bir türlü yaratamamak

Yönetimi, teşkilatları, ocakları, partiyi ve vekillikleri gençlere bırakamamak değil, ısrarla ve özellikle bırakmamak.

Eskiyle yeni farkını yaratan gençler değil ki.

Gücü koltuğu bırakmayan dinazorlar.

İyi üniversitelerde yetişmiş yüz binlerce pırıl pırıl ülkücü genç var arkadaşlar.

Mesele, eski ve yeni yaş ve kuşak meselesi değil yani. Mesele çöreklenenlerin bir türlü oturdukları yerden kalkmamaları.

Zincirleme bir tahakkümün asıl hak sahiplerine kendi kendileri olma şansı vermeden sürüp gitmesi.

Bizim gençlere yaptığımızı, gençlerde kendilerinden sonra gelecek gençlere yapacaklar ve bu süreç böylece aptalca sürüp gidecek.

‘’Gençlik bilseydi, yaşlılık yapabilseydi’’ sözünü, o sözdeki bilgi ve enerjinin önemini hatırlayın. Dikkat edin yaşlılık bilse de yapamıyor, ama gençliğin bilirse çok şey yapması mümkün.

Önümüzde bu konuya ait o kadar çok örnek var ki, Alparslan Türkeş’in gençliğe verdiği önem

Atatürk’ün gençliğe hitabesi

Sorun, istikbalin gerçek sahiplerine zamanında teslim edilip edilmemesi

Sorun, güvenden çok adam hesabına alınmayan gençlerin dramı bir nevi yani.

Gence neyi öğretirseniz onu yapacaktır. Ortaokulda, lisede, hatta üniversitede seminerlerine girin pırıl pırıl olduklarını göreceksiniz.

Aynı gençlere birde beyinleri saçma sapan fikirlerle yıkandıktan sonra bakın, karşınıza tam manasıyla kendi enerji ve çağını baskılayan, hatta baskılamakla da kalmayıp eski için, yeniye kıyasıya savaş açan bir oligarşi değnekçisi çıkacaktır.

Mesele dava olsa başımızın üstüne de, mesele dava değil ki.

Davanın sadece onlarla yaşadığı ve yaşayacağı yalanı.

Dikkat edin, içlerinde ne teorisyen, ne ilim, ne de fikir adamı var. Nemalandıkları tek alan oligarşik bir sarmal.

Bu rezaleti daha nereye kadar sürdüreceksiniz?

Bu hareket yazdığı bütün destanları gençlerle yazmadı mı ki hala önlerini tıkıyorsunuz.

Türk milliyetçiliğinde yeni icatlar çıkarmayın beyler.

Türk töresinde yaşlıların yeri töreyi korumak

Gençlerin görevi devleti yaşatmaktır.

Varsa bir marifetiniz töreyi yaşatın gençlerin, hareketin önünü tıkamayın.

Bizden söylemesi her alanda tehlike çanları çalan ciddi bir gençlik sorunu var, ama nedense sizin hala umurunuzda değil. Bu sosyolojik gerçeği görmeyen, gençliğe değer vermeyen milletler sadece bu günlerini değil, istikballerini de kaybederler.

Siz bunu, gençliğe değer vermeyen hareketler sadece bu gününü değil, yarınlarını da kaybederler diye de okuyabilirsiniz.

DÖNÜNDE MİTİNGLERİNİZE, TOPLANTILARINIZA BİR BAKIN. DÜNYALARINA GİRDİĞİNİZ, İDEALLERİNİZE İNANDIRDIĞINIZ KAÇ GENÇ VAR?

ARTIK AKLINIZI BAŞINIZA ALIN.

YOKSA BAYRAĞI TESLİM EDECEK YENİ NESİLLER BULAMAYACAKSINIZ.

Fatih İstanbul’u fethettiğinde 21

Atatürk cumhuriyeti kurduğunda 42 yaşındaydı.

HASAN GÖMLEKSİZ

2 EKİM 2019

#eski ülkücülük, #kopukluk, #rezalet, #yeni ülkücülük

Bir yanıt yazın